2 Ağustos 2010 Pazartesi

İnternet Cafede Kilitli Kalan Çocuk










Yazılış Tarihi: 04.08.2009

Otur otur nereye kadar diye sordum kendi kendime, canım sıkılıyodu benim yaa ne yapayım ne yapayım diye düşündüm durdum, en iyisi internet cafeye gidip Mynet'te okey oynamaktı ya da Counter oynardım olmadı Mirc'te chat yapardım. Üstümü başımı değiştirdim saçıma Egosite jöle mi sürdüm kazık gibi oldu çünkü ultrastronggel di. Belli mi olur sonuçta internet cafeye gidiyorum chatten kız düşürüp msnde kamera açtırmak var. Bakımlı olmak lazım tabiî ki de. Neyse yola çıktım. Çok uzak değildi internet cafe belki 200 metre belki 300. Hemen içeri girdim bilgisayarlar yanyana ikili ikili dizilmişti. Hemen yan tarafı boş bi yer gördüm en arkada. Cafenin sahibine dedim “Abi 15 i açar mısın” o da “Önce tuşuna bas aç bilgisayarı” dedi. “Tamam” dedim. Gittim tuşuna bastım. Windows xp açıldı. Ekrana Akınsoft yazısı geldi. Bekle bekle bekle. Adam açmıyor bilgisayarı. “Acaba istek mi göndersem” diyorum. Sonra düşünmez mi “Dilimi yok amk evladının.” diye. Şimdi bağarsam “Abi 15 açıldı.” diye. Sesim nasıl çıkar bilmiyorum ki. Oha kızlar da var cafede hepsi bi anda dönüp bana bakarlar şimdi. Bunları düşünürken tabi bizim bilgisayardan ses yok. En iyisi gideyim adama “Abi 15 açıldı.” diyeyim sessizce. Tam gideceğim sırada bi anda bilgisayar kapanmaya başladı. “Abi napıyon sen yaa taşak mı geçiyon benimle.” Hemen koşturdum yanına “Abi ben açmıştım ama sen kapattın ana masadan.” dedim.”Kusura bakma abicim.” dedi. "Ben onu açık kalmış sandım seni unutmuşum." dedi. Neyse bu sefer geldi kendisi bastı power tuşuna sonra bide akınsoftu gördükten sonra açtı ana masadan bilgisayarı. Sonunda masaüstüne kavuşmuştum.

Hemen açtım bi internet sayfası girdim Mynet'e hemen takılanlar bölümünden alev odasına girdim. Bi masaya oturucam hepsi erkek “Öff olmaz ki böyle ama.” Bi anda saziye_19 yeni masa açtı hemen karşısına oturdum. Diğer taraflara da iki tane sap geldi işte. Neyse başla tuşuna bastık hepmiz. Oo elim güzeldi. Biterdim büyük ihtimalle. “Selam orti nerden?” diye sordum hemen. Cevap yazmadı. Nazlanıyo diye düşündüm içimden. Bu sefer “Elin nasıl?” diye sordum. Sadece “ii” yazdı. "Benim de iyi." yazdım. Sonra tekrar “Selam orti nerden?” yazdım. Yine cevap yazmadı. Ben bittim ilk el. Bana alkış yaptı. Utandım. "Tşkrlr" yazdım. Sonra tekrar sordum "Selam orti nerden?" Yine cevap yazmadı. Yandaki saplar benimle taşak geçmeye başladı. Ben de hemen çifte git tuşuna bastım puan kaybedeceğimi bile bile çıktım masadan. Çıkarken de Şaziye’ye şunları yazdım. “Hıh kendini beğenmiş.” Çok üzülmüştüm gururum da incinmişti. Hemen kapattım Mynet okeyi. Ardından Mirc’e girdim. Zurnaya girdim kanal olarak. Kanalın ana sayfasında yeni gelenlere bakıyordum ardından hemen etkileyici bir giriş yapıyordum. Hiç kimse cevap yazmıyordu. Bi arkadaşımın tavsiyesine uydum nicklerinin sonunda girl olan kişilere yazmaya başladım bi baktım rudegirl cevap yazmış. “Adınız nedir?” dedim. “Esra” dedi. “Nerelisiniz?”dedim. “İstanbul” dedi. “Yaşın kaç?” dedim. “18” dedi. “Ne iş yapıyorsun?” dedim. “Okuyorum” dedi. “Aaaaay!” dedim işte bu abi yaa işte bu. Bulmuştum aradığım aşkı bütün özellikleri bana uyuyordu. Hobilerini sordum. “Sinemaya gitmek” dedi “yüzmek” dedi “tenis oynamak” dedi. “Ben de çok severim tenis oynamayı.” dedim. Oysa hayatımda hiç tenis raketi görmemiştim. “En sevdiğin tenisçi kim?” dedi bana. “Agassi” dedim hemen. Ataride oyunu vardı ordan biliyodum. “Ooo” dedi “Klasik takılıyorsun sen”. “Tabi ki öyle” dedim “Ne varsa klasiklerde var.”. Ardından sordu:“Klasik müzik dinler misin?” Ben de “Yok dinlemem” dedim. Hemen ağlayan surat yaptı. Olamaz onu çok üzmüştüm galiba. “Üzdüğüm için özür dilerim.” dedim. “Ben üzülmedim ki.” dedi. Rahat bi nefes aldım ardından. Konuştuk konuştuk konu konuyu açıyordu. En sonunda dedim “Msn adresin var mı?” Hemen verdi adresini. Çok şaşırdım. “Acaba erkek mi bu?” dedim. “Yoksa keklemiş miydi beni?”. O anda kendimi çok kötü hissettim ama yine de ekledim msnini. Baktım çevrimiçi oldu hemen. “Teşekkür ettim.” adresini verdiği için. O da “Önemli değil” dedi.

O sırada yan masaya adamın biri geldi oturdu ama böyle olmuyordu ki. “Acaba benim ekranıma bakıyor muydu?” Gözleri hafif yana kaydırıp “Benim ekranı kesiyo mu?” diye bakmaya çalışıyordum ama beceremiyordum. Bütün konsantrasyonum bozulmuştu. Esra ile konuşmaya devam ettim. Adam sanki ekrana bakıyordu ya. Utandım bi an. Sonra “Esra sen gerçekten kız mısın?” diye sordum. “İstersen kamera açalım.” dedi. Off yandaki adam kamera açtığımızda ya ekrana bakar da onu görüp adresini eklemeye kalkarsa. Belki de Esra erkek. Benim rezil durumuma şahit olursa. İçinden “Amk malı nasıl da keklenmiş?” diye düşünürse. “Aman” dedim ne olursa olsun. Gönderdim Esra’ya kamera teklifini. Hemen kendimi gördüm ekranda. Şöyle kafamı hafif yana kaydırdım. Gözlerimi de kıstım azıcık. Gayet karizmatik duruyordum böyle. O anda onun kamerası da açıldı. Aman tanrım o an ne olduğumu şaşırdım. Çok güzeldi kendileri. Beni görünce gülümsedi. Eridim bittim. Yandaki adama baktım o sırada ekranıma bakıyordu. Hemen kafasını çevirdi kendi ekranına. “Bak amk çocuğu ne çeviriyon hemen kafanı?” dedim içimden. O anda “Hah bu kız benim havalarına girdim” galiba. Baya kameralarımız açık kaldı. Sonra onun çıkması gerekiyomuş. “Yarın grşrz cnm” dedi. Ben de “Görüşürüz” dedim. Görüntülü aramayı sonlandırdı. O an kendimi çok garip hissettim. Yan masadaki adam kalktı. İçimden “İşin bitti deme pezevenk kestin kızı şimdi gidiyosun.” diye geçirdim.

Sonra bi Counter oynayım da gecenin stresini atayım sonra eve giderim dedim. Baktım hiç kimse oynamıyor cafede. “Ben de botlarla oynarım” dedim. Hemen yeni oyun kurmaya kalktım. Saat de geç olmuştu. Şöyle bi baktım cafeye, 2 kişi kalmıştık. O anda büyük tuvaletimin geldiğini hissettim. Hiç de tarzım değildir dışarıda yapmak ama oyunu da oynamak istiyordum. Neyse dayanamadım girdim tuvalete. Düğmeye bastım ışık yok. Kimse yıldıramazdı beni. İyice hırs yapmıştım. Çömeldim yere. Neyse çıkanın ayrıntılarına girmemek en iyisi sanırım ama baya uzun sürdü yani. O karanlıkta tuvalet kâğıdı var mı diye yokladım. Tuvalet kâğıdı yoktu ama rulosu kalmıştı sadece. “Neyse buna da şükür.” dedim. İşimi hallettim. Ellerimi yıkadım. Bi çıktım dışarı. “Ohaaa” elektrikler kesilmişti. “Bize oyun oynamak haram.” diye geçirdim içimden. Ana masaya doğru gittim. Kimse yoktu galiba başında. Dışarıya bi baktım. Dışarısı da yoktu. “Yok artık Ali Sami.” Üstüme kitleyip gitmişler cafeyi. Kepenkleri de çekmişler. Hemen telefonumu aldım evi aradım. Araya basar basmaz telefon kapandı. Obaa şarjım da bitti. “Bu ne lan” dedim şaka mı bunların hepsi? Gittim cafenin camına yumruk attım. Kimseden ses gelmedi. Daha fazla vursam camı kıracaktım herhâlde. Düşündüm “Acaba açıp bi bilgisayarı otursam mı sabaha kadar?”. Dedim evdekiler merak eder. Nasıl çıkacaktım ben buradan? Daha sonra aklıma cafenin telefonu geldi. Hemen kaldırdım ahizeyi. Evi aradım annem çıktı. “Anne” dedim “Ben cafede kilitli kaldım hemen gelin beni çıkartın burdan.” Bunu dedikten sonra annem cevaplarımı beklemeden en az beş soru sordu galiba. İşte anlattım olayı baştan sona. Sonra kapattım telefonu. Aradan on dakika geçti sesler duydum dışarıdan. Neyse kepenkler kalktı. Cafe açıldı. Hepsi bana gülüyordu. Babam cafenin sahibini tanıyormuş gitmiş evden almış adamı. Adam “Sana ne küfür ettim parayı ödemeden kaçtın diye.” dedi. "Abi kusura bakma da benim kadar küfür etmemişsindir." dedim. Bozuldu ama yine de güldü. Neyse biz eve gittik. Yarın gündüz yine aynı cafeye geldim Esra ile konuşmaya. Abi gülümsedi. Sonra “Akşam ne yedin sen?” diye sordu? Ben de “Ne alaka ya?” diye düşünürken ”Bi daha sifonu çekmeyi unutma.” dedi. Baktım etrafa kimse duymamıştı. ”Abi sen de ışığı yaptırmayı unutma.” dedim. Gülüştük. Ardından “15 i açar mısın?” dedim. O da “Sen önce tuşuna bas aç bilgisayarı.” dedi. ”Tamam amk tamam” dedim.

4 yorum:

  1. güzel lan..cute story mann!

    YanıtlaSil
  2. <3 kalpler. kalpler. hep yaz oğlummm.

    YanıtlaSil
  3. hahaha. Geçmiş olsun ama gerçekten çok trajikomik bir şey olmuş. Bir daha karnın tokken gitmezsin herhalde. :D

    YanıtlaSil