29 Ağustos 2010 Pazar

Kokoreççi, çırağı ve ben















Yine kaldırımlara takılmamak için yürüdüğüm bir gün. Bankaların olduğu o ana caddede gidiyorum. Ara sokaklardan gelen kokular neredeyse üzerime sinecek. Bir tanesi her zaman olduğu gibi beni kendimden geçiriyor. Kokoreç kokusu. Hemen yönümü 90 derece değiştiriyorum ve giriyorum bir ara sokağa. Kokunun geldiği küçük dükkâna doğru gidiyorum. Burası bir dükkândan öte, mağara gibi sanki. “Duvar oyulmuş içine kokoreççi koyulmuş” desem yalan olmaz. Dışarıya 4-5 tane sandalye atılmış fakat dışarıda yemek istemiyorum. İçeriye doğru uzatıyorum kafamı. Orada da 2 tane tabure var. Giriyorum içeri. “Bi yarım alabilir miyim?” diyorum kokoreççiye. Zaten ince olan sesim biraz daha ince çıkıyor. Sanırım bu olay kokoreççinin çırağının ilgisini çekiyor. Bakıyor yüzüme. Ben ona bakmıyorum fakat hissediyorum o yüzündeki yavşak ifadeyi. Kendimin o an o ortama yakışmadığını düşünüyorum. Çıkış için planlar yapıyorum kafamda. “Hayırlı işler gardaş” demenin iyi fikir olduğunu düşünüyorum. Çırağa da bakıp “Sana da kolay gelsin gülüm” de dersem eğer bu işin güzel tamamlanacağı hissine kapılıyorum. İçerisi gittikçe ısınıyor. Kokoreççi her cümlenin sonunda bir şeylerin amına koyuyor. Bi an kalkıp “Çok terbiyesizsiniz, iptal edin kokoreci, duramam ben burada.” dersem başıma gelecekleri düşünüyorum. O sırada çırak kokoreci alıp getiriyor önüme, hiç sormadan bir de ayran getiriyor. “Bu da müessesemizin armağanı” diyor ve sırıtıyor. O an dişindeki kokoreç parçasını görüyorum. Bütün iştahım kaçıyor ama “Yiyemedi bi yarımı amına kodumun piçi” diye arkamdan konuşurlar diye zorla da olsa yiyorum yarımı. Tam önümdekileri toplarken çırak “Bırak abi ben toplarım.” diyor. “Tamam” diyorum. Kokoreççiye yaklaşıp “Borcumuz ne kadar?” demem gerektiği yerde “Ne kadar tuttu benim yediğim?” diyorum. Soruda bi gariplik olduğunu hissediyorum ama bir şey diyemiyorum. “3 TL ver yeter.” diyor. O an kokoreççinin kullandığı “yeter” kelimesine anlamlar yükleyip “Acaba başkasına 4 ya da 5 TL de bana mı 3 TL?” diye düşünüyorum. Çıkarıyorum 3 TL’yi uzatıyorum. Çıkarken yaptığım bütün planlara rağmen ne diyeceğimi unutuyorum. Bir şey düşünür gibi yapıp ne diyeceğimi aklıma getirmeye çalışıyorum. İçimden bu iş olmucak galiba deyip “Bay baaay” diyip ayrılıyorum yanlarından. Yolda ilk kez birinin amına koyuyorum. Kimin olacak? Tahmin et bakalım. Tabiî ki kendimin amına koyuyorum.

1 yorum: