27 Ağustos 2014 Çarşamba

Çok sinirliyiz

Bazı insanlara özeniyorum şu hayatta be. Ne kadar da güzel sinirleniyorlar öyle. Oyuncu gibiler. El hareketleri, mimikler falan. Sanki bir tiyatro sahnesi. Bilemedin televizyon dizisi. Kendime bakıyorum. Aslında çok sabırlı birisiyim. Çok fazla sinirlenmiyorum. Belki de sabretmeye çalışıyorum. Sinirlenmeyi bilmiyor da olabilirim. Hatırlatayım biz sinirlenmeyi bilmeyenlerin sinirlenmesi çok pistir. Sinirlendiği zaman onunla aynı ortamı paylaşmak istemezsiniz. Genelde eşyalardan çıkarırız sinirimizi. Kendimizden de çıkarırız. Kelimeler çok ön planda değildir bizim sinirlenmelerimizde. Anlamsız bağırırız genelde. Edward Norton gibi kendimizi dövdüğümüz de görülmüştür. Bizim zengin olanlarımız daha şanslıdır. İstediği gibi telefon fırlatırlar. Biz orta hâlli kesim mouse, kumanda falan fırlatırız anca. Fakirlerimiz ise anahtarlık fırlatır. Çok fazla uzun sürmez sinirimiz bizim. Yalnız kalmayı tercih ederiz biz. Oyuncu değiliz ki birilerinin bizi izlemesini isteyelim. Ağlamayı da pek beceremeyiz normalde. Bu sinir anları ağlamak için müthiş fırsattır bizim için.Yalnız ağlamayı çok severiz biz.