11 Şubat 2015 Çarşamba

Bim'de girişteki iki kapının arasındaki boşlukta yaşayan bir böcek - 3

Özet:

Evde huzurunun bozulmasından sonra yeni yaşam alanı olarak Bim’de girişteki iki kapının arasındaki boşluğu seçen böceğimizi bir gün market çalışanlarından Talip Bey (Sarı Pipi) dışarı tekmeler. Bu tekme onu yıldırmaz ve yerine geri döner. Böceğimiz ekmek dolabındaki böceklerle birlik olur. Çünkü Sarı Pipi Talip belirli zamanlarda marketi ilaçlamaktadır ve ekmek dolabındaki böcekler zamanında çok kayıp vermiştir. Şimdi ise okuma bilen bir böcek sayesinde ilaçlama günlerinin listesine ulaşıp önlemlerini almaktadırlar. Bakalım böcekler Talip ile baş edebilecekler mi?

———

Talip ile baş etme planı hazırlamak için elimde olan 3 günü sürekli düşünerek geçirdim. Tabii ki bunun büyük bir kısmını baş aşağı durarak. Akşam olduğunda ekmek dolabının orada yaşayan böceklerin yanına gittim. Bando takımı kurmuşlar beni karşılamak için. “Bim’in dolabında böcekler yaşar, Bim’in dolabında böcekler yaşar, yaşa kapıdaki böcek paşa yaşa, adın yazılacak Peripella’ya.” diye bir marş söylüyorlardı. Hoşuma gitmedi değil. Sol ön bacağımı kaldırarak onları selamladım ve biraz yüksek bir yere çıkarak onlara doğru döndüm.

“Arkadaşlar.”

Cırcırıcırırıcırırıcır.

“Bugün burada toplanmamızın amacı.”

Cırıcırıcırırıcırırıcır. 

“Sarı Pipi’yi devirme…”

Cırcırıcırırcırcırcır

“Sikicem belanızı. Bi susun amk ya. Bi konuşturmadınız.”


Böceklerin geçen 3 gün süre içinde bana olan saygılarının müthiş arttığını gördüm o akşam. Burada toplanmamızın amacının Talip’in buradan bir şekilde gitmesine neden olmak olduğundan bahsettim ve onlara fikirlerini sordum. Gençlerden bir tanesi yine başbakanın ofisindeki böcekten bahsetti. Geçenlerde de aynı konudan bahsedildiğini ve kimsenin siklemediğini hatırlattım. Güzel bir dille o böceğin canlı bir böcek olmadığını anlattım. Hayal kırıklığına uğramış olacak ki o akşam suratı hep asıktı. Bir tanesi dedi ki, içimizden canlı bombalar seçelim ve Talip’e saldıralım. Yeteri kadar kayıp verildiğini, halkın ölüme tahammülü olamayacağını anlattım ona da. 3-5 tane daha fikir ortaya atıldı ama çoğu sadece Katil Arılar, Canavar Böcekler gibi Amerikan yapımı filmlerde yaşanabilecek ütopik şeylerdi. İçlerindeki en bilgin olanı “Peki sen ne düşündün evlat?” diye sordu. Ona döndüm “Talip burada ne iş yapıyor?”  diye sordum. “Bim’de çalışan herkes her işi yapar.” diye cevapladı. “Başlıcalarını sayar mısınız?” dedim. “Ortalığı süpürür, malları yerleştirir, kasada durur gibi gibi.” dedi. “Son söylediğinizi tekrar eder misiniz?” dedim. “Gibi gibi.” dedi. “Ya dede ondan önceki.” diye çıkıştım biraz. Sert oldu sanki çıkışım. “Kasada durur.” dedi hemen. “Eveeeet kasada durur.” diye tekrar ettim onun dediğini. “Peki kasadaki bir elemanın başına gelmesini en istemeyeceği şey nedir?” diye sordum. Birkaç saçma cevaptan sonra geçen buluşmada kavga edip barıştığım böcek “Kasada açık çıkması.” diye bağırdı. Ben de ondan daha güçlü bir ses tonuyla “Bingooo.” diye bağırdım. “İşte plan bu. Talip’in paralarını kaçıracağız. İlk gün dalgınlık sanıcak. İkinci gün ‘olabilir’ diyecek. Bu süre içinde parayı hep kendi cebinden tamamlayacak. Bir zaman sonra burada çalışmaktan vazgeçecek.”  diye planımı kısaca anlattım. Herkesin yüzü gülüyordu. Küçük çapta sloganlar atıyorlardı. Halk planıma çok inanmıştı. Ben de en az onlar kadar inanıyordum. İçimden de “Güle güle Talip efendi, güle güle…” diye sürekli tekrar ediyordum.