28 Eylül 2013 Cumartesi

D-Smart İnternet, Superonline ve TTNet

Şimdi size başımdan 18 günlük süre içerisindeki internet bağlatma maceralarımdan bahsedicem. Direkt kurum adı vererek anlatıcam hepsini. Dikkatli okuyun da karışmasın tamam mı?

2 yıldır Superonline’ın Adsl hizmetini kullanan bir insanım. Memnun muydum? Çok memnundum. Taahhüt sürem dolduğu için 50 lira (17 lira da telefona veriyodum. Toplamda bana 67’ye mâl oluyodu.) olan internetimin ücretlendirmesi değişecekti. Ben de sağda solda reklamını yapan D-Smart’a bi bakayım dedim. Baktım. Telefonla aradım. Hemen ulaştım müşteri temsilcisine. Televizyon (Maxi paket) + Yalın internet hizmetine aylık toplamda 74 TL gibi bir ücret çıkardılar. İyi güzel hoş, dedim ama önce Superonline’a kapatmak için başvurayım sonra sizi ararım, dedim. Superonline’ı aradım, işlemleri başlattım. Ardından D-Smartı tekrar aradım ve aboneliğimi başlattım. Bir gün sonra (11.09.2013) beni aradılar ve yarın (12.09.2013) D-Smart bağlamaya geleceklerini söylediler. Tamam, dedim ve geldiler bağlamaya. Evime çatıdan çanak anten kablosu geldiği için problemsiz bir şekilde televizyonum bağlandı ve bir modem bırakıldı. Evimde telefon hattı yoktu. Hat çekilmesi gerekiyodu. En azından evin kapısına kadar. D-Smart’taki adam bugün yarın gelip çekeceğini söyledi ekiplerin. Evden gitti. Günlerden perşembeydi. Ben herhâlde hafta sonu da girer araya pazartesi (16.09.2013) günü bağlarlar dedim. Kimse gelmedi pazartesi günü. Akşamına D-Smart’ı aradım. Açan yok. Aradım açan yok. Üç kere 15 dakika müşteri temsilcisi bekledim. Açan olmadı. Ben de yeni abone menüsünden hemen ulaştım müşteri temsilcisine. O işlem yapamadığını söyledi. Beni internet birimine bağladı. Bu bağlanma 4-5 dakika sürdü. Neyse internet birimindeki kişi bana yalın internet işleminin en fazla 7 iş günü sürdüğünü söyledi. Düşündüm en geç haftaya pazartesi (23.09.2013) bağlanacak. Neyse olsun da o zaman olsun, dedim. Her gün işten çıkınca arıyorum ben bunları. Tabii başka numaradan arıyorum. Çünkü üye olmuş bi insanın müşteri hizmetleri yetkilisine bağlanmak çok zor. Ben hep yeni kayıttan kendimi bağlattırıyorum. Biraz daha kısa sürüyodu. İşte işlemin hangi noktada olduğunu soruyorum sürekli. Bana 7. İş gününe kadar “yanlış adres bilgisi, eksik evrak kaydı” gibi bir sürü nedenle geciktiğini söylediler.

Neyse 8. İş gününde (24.09.2013) uyarılar gönderildi. Olmadı. Kimse gelmedi eve kablo çekmeye. Artık dayanamadım ben. 26.09.2013 Perşembe günü aradım ve iptal ettirmek istediğimi söyledim interneti. Tamam iptal edelim ama dilekçe yazmanız lazım, televizyona da 32 TL ödemeye devam edeceksiniz, dediler. Dedim, onu kapattırırsam nolur? Yok cayma bedeli falan derken, 177 TL ödeyip kapattırırsınız, dediler. Tamam dedim ama herhangi bir kapattırma başvurusunda bulunmadım. 27.09.2013 tarihinde sabah telefonum çaldı. D-Smart’tan bi kadın aradı. İşte şikâyette bulunmuşsunuz falan dedi. Evet falan bağlamadınız interneti dedim. Kabloyu kapıya kadar çekeceğinizi söylediniz 15 gündür dedim. Kadın aynen şunu dedi “Biz hat işlerine bakmıyoruz. Gidip Telekom’dan kendiniz uğraşıp getirceksiniz adamları yalın internet bağlatmak için.” Benim burada kafam bi attı. “Nasıl getircem adamları ya. Ne diye getircem.” dedim. “Bu D-Smart’ın görevi. Gerekirse telefonla arıcaksınız. Siz getirceksiniz adamları benim evime.” dedim. “Biz öyle bi işlem yapmıyoruz.” dedi. Dedim “O zaman siz 15 gündür beni kandırıyosunuz.” “Öyle bi şey yok yanlış bilgi verilmiş size.” dedi. Dedim “Ben 15 günde 10 farklı insanla konuştum hepsi mi yanlış bilgi verdi? Siz şimdi uydurdunuz iptal etmem için bu bilgiyi.” dedim. “Hı hı hı.” dedi. “Bugünden sonra da D-Smart hakkında karalama kampanyası başlatıcam.” dedim. “İstediğinizi yapabilirsiniz.” dedi. Kapattım telefonu. Ben bu arada bi yerde internet iptalini de sıkıştırdım, işlem başlatıldı. Sonra bana arkadaşlar akıl verdi. “Senin sözleşmen tek. Televizyonu kapatsan da senden para alamazlar. Kabul etme.” dedi. Öğlen yine telefonum çaldı. 15 gün içinde en doğru düzgün konuşan bi adam aradı bu sefer. İşte ona da durumu anlattım. Sabahki kadının söylediklerini söyledim. “Neden öyle demiş ki ya?” falan dedi hatta. İşte ben buna dedim: Ben her şeyi kapatmak istiyorum D-Smart adına. Aylık da televizyon için 32 TL veremem. Onu da kapatıcam. Tek sözleşme olduğu için ve D-Smart internetimi bağlamadığı için bedel de ödemem dedim. Adam, internetinizi kapatalım, televizyonu da 1 yıllık taahhütlü 18 TL yapalım, dedi. Böyle olursa kabul edeceğimi söyledim ben de. Modemi iade için kargo bilgilerini verdi. Kapatmadan da şeyi sordum “Ya siz insanların sizin internetinizi kullanmasını istemiyo musunuz?” diye. Adam biz böyle bir sorun olduğunu bilmiyoduk gerekli birimlere iletilecek, falan dedi.

Neyse ben işten çıktım. Gittim TTNet’e bu sefer. Başvuru yaptım. Adam sistem kapalı diye, modemi yarın vereyim, dedi. Eve geldim. Yattım uyudum falan sabah (28.09.2013) telefonum çaldı. İşte hocam evinizin tam yeri neresi falan diye. İnternet başvurusu yapmışsınız dedi. İndim evin aşağısına. İşte adamlarla birlikte eve kablo çektik ama modem yok bende. Hemen koştum TTNet’ten modemi istemeye. TTNet’teki adam “Hocam biz kimseyi göndermedik internet bağlatmaya. Onlar D-Smart için gelmiştir.” dedi. Yok artık ebesinin amı dedim ve eve koştum. Anlattım durumu. Gelenler de Telekom yetkilisi olduğu için TTNet’teki adamla konuştular. D-Smart’ı aktif etmediler. Zaten dün iptal başvurusunda bulunmuştum. Gittim hemen D-Smart’ın modemini kargoya verdim. Eve kablo çekik duruyo şimdi. Bi de hepsinden gayrı Superonline’ın modemini bile iade edemedim 10 gün içinde. Yine dilekçeler, fakslar, mailler uğraştık onu götürcem bi de Turkcell İletişim Merkezine. :D Yani şu anda 3 platformda da üyeliğim var. :D YAŞASIN BEN.

Özet:
*D-Smart onlarca reklamını yaptığı internetinin alt yapısının sahibi olan Türk Telekom ile büyük iletişimsizlik içerisinde.
*D-Smart müşteri hizmetleri yetkilisine bağlanma süresi en az 15 dakika. (Ben o kadar bekleyip kapatıyodum hep)
*D-Smart müşteri temsilcilerinin söyledikleri çok tutarsız. O başka, bu başka bir şey söylüyor.
*Superonline’ın müşteri hizmetlerine defalarca teşekkür ederim. 2 yıl boyunca aldığım hizmet çok güzeldi.
*Yine sana kaldık TTNet. Sik bakalım hunharca. :D

23 Eylül 2013 Pazartesi

Ters ayakkabı

Söylediği hiçbir şey beni tatmin etmiyordu. “Ne alakası var babaanne ya?” deyip duruyordum. “Bizim zamanımızda böyle değildi. Büyükler ne derse inanırdık.” cümlelerini tekrarlıyordu o da. “E haklısın babaanne. Gece ıslık çaldık cinler gelecek. Böcek osurdu kötülük gelecek. Köpek amuda kalktı hanede biri ölecek. İnanılmayacak şeyler değil bunlar gerçekten.” dedim. Cevap bile vermedi bu sefer. Ama suratındaki “Hıh. Zamane çocuğu.” ifadesini görmek için de pek çaba sarf etmedim ve tripler gelmeye başladı tabii ardından.

Yaşlılar trip atma konusunda kız arkadaşlardan çok daha başarılıdırlar. Sanki o yaşa kadar size laf sokmak için yaşamış gibidirler. İşi öyle “peki, neyse iyi geceler, anladım” gibi basit kelimelere dökmezler. Sağlam çalışırlar.

-Yemeği yakmışım ya.
-Eee elin işte gözün oynaşta tabii.
-Dışarı çıkmam lazım. Saatte geç oldu.
-Ne olacak canım? Siz gençsiniz. Size bir şey olmaz.

Yaşlıların soktukları her türlü laf, anlattıkları hikâyeler, söyledikleri kulağa küpe olacak türden şeyler hafızalardan çıkmaz senelerce. Şimdilerde düşünüyorum da iyi kurtarmışım bunca şeyin arasından kendimi. Geceleri tırnak kesme, parmaklarını kütletme, otururken bacağını sallama falan derken cidden iyi kurtarmışım kendimi. Tabii biri dışında: Ters ayakkabı ya da ters terlik gördüğümde nasıl bir etkiyse artık hemen onu çevirme hissi doğuyor içimde. Her seferinde “Ah ulan babaanne. Yapılır mı bana bu?” diyorum. Camiye her gidişimde içimde yaşadığım çelişkiler yüzünden kendimden geçiyorum. “Bakma lan. Bakma ayakkabılara. Oğlum kesin ters duran ayakkabı vardır bir sürü orada. Bakma sakın. Kötülük gelirse ne yapacağız? Bakma oğlum yine de.”

İşte ben buna kendimce babaanne etkisi diyorum. Bazen benimki gibi küçük bir şey olsa da bazen de kişinin hayatını şekillendirir bu etki. Bir bakmışsınız bir gün babaanne oluvermişsiniz.  
Ayrıca dur şu yazıyı üç noktayla bitireyim de belki para gelir bir yerlerden…

28.11.2011