11 Mart 2010 Perşembe

Ana haber bülteni sunmak istiyorum!

Nerden mi çıktı? Özendim... İlla bir yerden mi çıkması lazım bir şeylerin, insan boyutunda düşünerekten. Ama güzel değil mi Francine? Kedi köpek dostluğu temalı bir haberden sonra kameraya bakıp gülümsemek, bir üçüncü sayfa haberinden sonra Allah böylelerini ıslah etsin bakışı atmak, metni okuduktan sonra videoyu beklerken ki ya bir aksilik çıkar da ekranda bok gibi kalırsam duruşu, canlı yayında bağlantı kurulacak muhabirin seni s.klememesi falan, hoş şey bunlar, eğlenceli iş bunlar. Hem anchormen diyorlar sana kimileri, ismin de t.şaklı, daha ne istersin, kap birbiriyle aynı renk kravat ve mendili katıl aramıza o zaman demezler mi adama? Tamam, demezler. Bir de bunların stüdyoyu terk etmesi olayı yok mu. Biterim ben ona, en az tenis maçından ayrılan oyuncular kadar karizmadırlar, miktofonu vb. çıkarıp masanının üstüne koyarlar falan kamera hâlâ kayıttayken... Birisi bana bir programlık haber sundurabilir mi acaba? Yetkililere sesleniyorum burdan. Küçükken de camide ezan okutturcaklardı ama sözlerinde durmadılar. Anlayacağınız acımız büyük. "Acı var mı acı?", bak bak görüyo musun, role girdim hemen, "ıııııhh ııııııh evet sevgili izleyenler ııııııh" tamam tamam bitti bu iş. enkırmenim sen çok yaşa! her nerede yaşanıyor ve yaşatılıyorsa...