Tam olarak yaşımı hatırlamıyorum fakat ilkokulda olduğumu
biliyorum. Hafta sonu bir sabah fırına simit almaya göndermişti beni evdekiler.
Bu, evin hafta sonu klasiği olarak görülebilirdi. Dönüşte bi berberin önündeki
böyle sahpamsı şeylerin üzerinde 2.500 lira görmüştüm. Dayanamayıp cebe
atmıştım. İşte ben eve geldim daha sonra. Simitleri masaya bıraktıktan sonra
cebimdeki 2.500 lirayı çıkardım. “Yolda buldum bunu.” dedim. Babam “Nerden
aldın onu?” dedi. “Yolda buldum baba.” dedim. Rahmetli yine sordu “Nerden aldın
onu?” diye. “Yolda buldum işte.” dedim. Bi daha sordu “Bana yalan söyleme.
Nerden aldın onu?” dedi. Ben o anda “hıaaaghhhh” diye ağlamaya başladım. Babam “Bırak ağlamayı. Yürü gidiyoruz. O
parayı nerden aldıysan geri verceksin.” dedi.
Aklımdan çıkmayan sahne: Babam ile
yürüyoruz yolda hızlı hızlı. Utanmasak koşturucaz. Babam aceleyle üzerine kısa
kollu bi gömlek geçirmiş. Altında şort var. Terlikler süper. Benim hâlâ
gözlerimden yaşlar akıyor. Yıllarca ipek böceklerim için yaprak topladığım dut
ağacından babam bir dal koparıyor. İşte o benim için Allah’ın sopası oluyor. “Hadi
bakalım. Verme o parayı sahibine de herkesin önünde döveyim seni.” diyor. Lan 2.500
lira ya. O zamanlar o parayla muhtemelen 3-5 sakız falan anca alabiliyorsun. “Niye
büyüdü bu olay böyle?” diye düşünüyorum. “Elim kırılsaydı da almasaydım.” diye
düşünüyorum. O sırada berberin önüne geliyoruz “Burdan aldım.” diyorum.
Parayı aldığım yere bıraktım işte o gün. Sonra eve döndük
babamla. Dönüş yolunda da elinde hâlâ Allah’ın sopası vardı. Hırsızlığın kötü
bir şey olduğunu tam anlamıyla öğrendiğim gün o gündü. Babam üşenmeyip o kadar
yolu yürümüştü benimle. O parayı çaldığımı nerden anlamıştı? Her şey tamam da ama
2.500 lira ne lan. Bir şeyin kötülüğünü öğrenmek için 2.500 lira çok az değil
mi? Hayat çok ucuz derlerdi de inanmazdım. İnansaymışım keşke.
iyiymiş :)
YanıtlaSilşu andaki parayla 2500 olsaymış hayat ucuz değil derdim kanka :)
YanıtlaSil