14 Nisan 2013 Pazar

34. gün

Anahtarlığındaki iki anahtarın hangisinin üst kapıyı açacağına dair oynadığın küçük oyununu bırakmışsın. Yüzde elli şansa olan inancının yüzde otuz üçe karşı olandan daha zayıf olmasını zor kabullensem de sana olan inancım sonsuzdu biliyosun. Yine fark etmiyorsun ama içeri girdiğin gibi anahtarı montunun cebine koyuyorsun. Muhtemelen yarın o montu giymeyeceksin ve evden çıkarken dakikalarca anahtarı arayacaksın. Yine bir konu hakkında onlarca boş kelime sarf ettim değil mi? Dua et de olayı kalbimin anahtarına bağlamadım.


İlk yöneldiğin yerin mutfak olması şaşırtmıyor beni. Bir insan kendini sandalyede nasıl rahat hisseder? Ağlıyor musun? Dursana daha erken. Gece uzun. Ben yokum. Hem mutfak ağlamak için hiç uygun bir yer değil bence. Soğan da doğramıyorsun ki zaten. Ha soğan demişken ne yiceksin bu akşam. Şey yani ne sipariş edeceksin bu akşam? Ağlamasana.

“Biraz dışarı çıkalım mı?” Çık bence. İnsanlar senin iyiliğini düşünüyorlar. O adamı sevmesem de çık yani. Muhtemelen sana “Ölenle ölünmüyor, hayat devam ediyor.” gibi şeyler söyleyecek. Sana anlamsız gelecek hepsi ama bir zaman sonra içinde anlam kazanacak. Çıkmıyosun. Defterimizi açıyorsun ve yazmaya başlıyorsun:

“Bugün gidişinin 34. günü. Aslında buna gidişin demek istemiyorum. Gidişimiz desem daha doğru. Ben seninle tanıştığımın 34. gününü dün gibi hatırlarken gidişimizin 34. gününü nasıl kabullenebilirim. Neden bu kadar plan yaptık birlikte? 34 günde adı Kaan olan kaç küçük çocuk gördüm biliyo musun? Bizden başka kimsenin dinlemeyeceğini düşündüğüm o şarkıyı sürekli duymamın sebebi ne? En sevdiğin tişörtünün aynısını giyen insanların sayısı nasıl olur da bu kadar çabuk artar? Bazen gerçekten anlamıyorum. Her “Hayat devam ediyor.” denildiğinde “Sikeyim böyle hayatı.” diyorum içimden. Seni çok özledim lan Cankuli. Bak yine güleceğim geliyor böyle deyince. Aklıma o “Bana bundan sonra Cankuli desene.” deyişin geliyor. Ölümün şakasını yaparken sen değil miydin beni susturmaya çalışan. Keşke hiç ses çıkarmasaymışsın. Belki az da olsa normal gelirdi o zaman. Şimdi çok bok.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder