11 Mart 2012 Pazar

SaSaSa
















Bir gün yaşasam. O da benimle yaşasa. Sonra birlikte yaşasak. Sonra o beni üzse. Ben ağlasam. O kaçsa. Ben kovalasam. Kaçmaya devam etse. Ben yakalayamasam. Sesi, soluğu çıkmasa. Birilerinden yardım alsam. Birileri de onu yakalayamasa. Bir bir biri birilerine baka baka dursa. Ve ben bir gün onu yakalasam. O konuşamasa. Onu evime götürsem. O korksa. Onu banyoya soksam. O biraz daha korksa. Onu soysam. O daha da fena korksa. Yerleri ıslatsam. O mal mal baksa. Eline bir eşofman altı tutuştursam. O bir bana, bir eşofman altına baksa. Onu yere değdirmeden giymesini söylesem. O anlam veremese. Eğer azıcık değerse bile onu öldüreceğimi söylesem. O eşofmanı giymeye kalksa. Ben seyretsem. O düşecekmiş gibi olsa. Ben zevk alsam. O duvara falan tutunmaya çalışsa. Ben zevkten dört köşe olsam. O eşofmanı giyse. Ben de “Sana bu kadar acı yeter.” desem. O şaşırsa. Ben banyodan bir zafer kazanmışçasına çıksam. O baksa. O baksa. O baksa.
Çipnot: Islak zeminde eşofman altı giydirmek bir işkence yöntemi olabilir. Salak Çinlilerin de nasıl akıllarına gelmemişse artık.

2 yorum:

  1. Bi mu yani? Hiç yakistiramadim

    YanıtlaSil
  2. Bu arada ben sana bunu demedim sanırım yahu ben buna da bayılmıştım :D

    YanıtlaSil