23 Kasım 2013 Cumartesi

Öğretmen Tweetlerim

Karnede her öğrenciye yorum olarak aynı şeyi yazan öğretmen samimiyetsizliği diye bir şey var.

Beden eğitimi öğretmenliği atamalarında "basketbol ve voleybol topuna ayakla vuran öğrenciye tekme tokat dalma" şartı aranıyormuş.

Öğretmen "Sınıfta çıt çıkmasın." dediğinde "Çıt" diyen öğrenciyi yol yakınken yollucaksın sanayiye. Meslek öğrensin.

Öğretmenin sınavın sonunda "Kalemleri, kâğıtları bırakın." demesinin ardından "Yat yere yat yere." demesini bekliyorum heyecanla.

Beden eğitimi öğretmeni ayakkabısı diye bir şey var. Sanırım devlet hepsini "Aynı tip spor ayakkabı giyeceksiniz." diye zorluyor.

"-Öğretmenim tuvalete gidebilir miyim? +Arkadaşın gelsin, sonra sen gidersin."

Öğretmen bir çocuğa "Arkadaşının kaldığı yerden devam et." dediğinde, diğer takip etmeyen çocukların yeri bulma telaşını da unutmayalım.

Derste "Öğretmenim tuvalete gidebilir miyim?" diyen öğrenciye "Teneffüste napıyodun yavrum?" diye sormayan öğretmen mesleği bıraksın aga.

Mesela ben öğretmenimin tüm ısrarlarına rağmen kendimi evde unutamazdım.

Şu saniyede bir okulda bir öğretmen bir öğrencisine "Sen evde yerlere çöp atıyor musun?" sorusunu soruyordur kesin.

Öğretmen deftere bir şey yazdırırken virgül koyulması gereken yerde "virgül" derdi ve sen de yazıyla virgül yazardın ya... Üzülme be.

Komik olan ne? Söyleyin de Saba hariç hep birlikte gülelim. (Saba Tümer'in öğretmeni)

Benim ilkokul öğretmenim başlı başına bir eğitim sistemiydi. Mesela deneyleri okuyarak geçiyorduk.

Şu anda bir yerlerde bir öğretmen öğrencilerine "Susun artık. İlla hepinizi tek tek mi uyarayım? Bunu mu istiyosunuz?" diyodur kesin.

Zil çaldığında çıkarken "Ben size çıkın dedim mi?" diye soran öğretmenime "Bu çalan çobanın kavalı mı amk?" demedim, diyemedim.

Parmak kaldırmak zaten öğretmenim ben söz almak istiyorum demek... Daha neden 'ben ben ben' diyosunuz anlamıyorum.

Şu an bir yerlerde bir öğretmen "İster dinleyin, ister dinlemeyin. Ben dersimi anlatır geçerim. Her ay maaşım yatar yine benim." diyordur. 

İlkokulda sıra arkadaşımla birlikte Türkçe kitabındaki Vaşak adlı metni kalemle Taşak yaptıktan sonra öğretmenden dayak yemiştik.

Konuyla ilgili bi bok bilmediği hâlde öğretmenin cümlelerinin son kelimelerini öğretmenden 1 saniye sonra sesli tekrar eden mal.

İlkokulda sınıfta birisi "Öğretmenim bugün çok şıksınız." dediğinde "Her zamanki hâli." diyen çocuk ileride üni.de asistan olur.

Sınavdan sonraki ders sınav kâğıtlarını okuyan öğretmen = Öğretmen gibi öğretmen, öğretmenin hası, öğretmenin güneş ışınlarının geliş açısı.

İngilizce öğretmeni "Kelimeler 5 kere alt alta yazılacak." dediğinde "Denden kullansak olmaz mı?" diye soran çocuk eğitim zayiatı olmalı.

Şimdi size okul törenindeki öğretmen taklidi yapıcam: Rahat, hazır ol, rahat, hazır ol, rahat, sessiz olmazsanız akşama kadar devam ederiz.

Bankadan kredi çekecektim, kadın "Ne kadar istersiniz?" diye sordu, "Öğretmen maaşlarını geçmesin." dedim. Sarıldık, ağlaştık.

Gelmeyenler yok desin. (ÇOK KOMİKMİŞ ÖĞRETMEN KARDEŞ)

Bir öğretmen atasözü der ki: Sınav boyunca yanındaki arkadaşınla küs.

Sınıfa girdiğinde sınıfın susmasını sessizce bekleyen öğretmene yalakalık olsun diye "Susuuuuun" diye bağıran öğrenci gerçeği.

Konuşmaya başladığınıza göre bitirdiniz herhâlde. (Bir öğretmen atasözü)

"Anlamayan anlamadım desin. Siz ses çıkarmadıkça ben anladınız diye geçiyorum." (Herhangi bir öğretmen)

ÖĞRETMEN ŞİİRİM: Öğrettin abeceyi, hem harfleri hem heceyi, gündüze kattın geceyi, sen evde çöpleri yere mi atıyorsun öğretmenim?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder