2 Aralık 2012 Pazar

Televizyondan kendini izleyen adam

Neredeyim acaba şu anda? Bi yerlerden tıkırtı geliyor. Sanırım bardak sesi bu. Mutfaktayım herhâlde. Büyük ihtimalle raftan Defne’nin getirdiği bardağı almaya çalışırken çıkardım bu sesi. Kahve mi çay mı içeceğim acaba? Bence kahve. Saat 16.00 çünkü. Ben kahve içerim bu saatte. Uyanalı çok olmamıştır zaten. Ortalığı neden bu kadar dağıttım ki? Ha hatırladım, neydi şu kızın adı? Serel. Değişik bir isim. Onunlaydım dün akşam. Yine de ortalığı nasıl bu kadar dağıtabildik şaşırdım doğrusu. Neyse ki kendim de pek toplu değilim ruhsal olarak. O yüzden sorun arz etmez odanın hâli. Zil çalıyor. 6 saniye sonra “Kim o?” diyorum genelde. 16 saniye geçtiği hâlde hâlâ zil çalıyor. Sanırım bakmıcam kimin geldiğine. Belki de hırsızdır. Hırsız neden zile bassın? Neyse çalar çalar gider.

Sonunda odaya geldim. Hoş geldim. Hoş bulduk. Ohaaa bu hâl ne böyle? Dayak mı yedim ben? Dur bi dur eline kumandayı alma. Konuşalım bi şöyle. Kime sorucam bana nolduğunu? Dün akşam Serel’le eve geldim. İçtik. Dağıttık. Deliler gibi seviştik. Serel sadist çıktı ve bu hâle geldim. Yo böyle değildir. Dün akşam Serel’le eve geldik. İçtik. Dağıttık. Deliler gibi seviştik. Serel sabaha karşı cüzdanımı alıp ortadan yok olmaya hazırlanırken uyandım ve yatak odasındaki vazoyla suratımı dağıttı. Bu hiç değildir, kız öyle birine benzemiyordu. Serel’le eve geldim. İçtik. Dağıttık. Tam sevişeceğimiz sırada Serel “Bir işim çıktı acilen eve gitmem lazım.” dedi. Onu eve bırakmak için bizden çıktık. Onu kapısına kadar bıraktım. Dönüşte tinercilerin saldırısına uğradım. Evet, bu mantıklı biraz. Telefonum çalıyor.

-Alo.
-İyiyim, iyiyim.
-Yok bi şeyim gerçekten. Birkaç ufak kızarıklık var. Onlar da birkaç güne kalmaz geçer.
-Özür dilemene gerek yok cidden. 3-4 kişiydiler.
-Ne polisi ya? Kim olduklarını bile bilmiyorum. Neyse kapatalım konuyu. Sen napıyosun?
-İyi bakalım. Görüşürüz akşama. Öptüm çok.

Gerçekten çok anlaşılır bi konuşma yaptım yine. Telefonda karakter sınırlaması getirildiği hissine kapılıyorum herhâlde. Ağzımdan lafı cımbızla alıyorlar. Kahveyi kokluyorum. Evet, bunu çok seviyorum ama ama ama alma şu kumandayı eline. Standby güzel. Oooof. Dur ama. Neyse. Görüşürüz yine.

2 yorum: